Katarakt Nedir?Göz merceğinin şeffaflığını yitirerek bulanıklaşmasına katarakt denir. Günümüzde büyük oranda başarıyla tedavi edilebilmektedir. Katarakt Risk Faktörleri Nelerdir?En sık görülen tipi ilerleyen yaşa bağlı görülen katarakttır. Sistemik hastalıklarla görülebilen kataraktlar vardır; bunlar diyabet, myotonik distrofi, atopik dermatit, nörofibromatozis-2 ve bazı doğumsal metabolik hastalıklardır. Göz hastalıklarına ikincil kataraktlar görülebilir; bunlar kronik üveitler, akut açı kapanması glokomları, yüksek miyopiler, herediter fundus distrofileri’dir. Göz travmalarına, sistemik bazı ilaçlara ikincil kataraktlar görülebilir. Ayrıca ailevi ve konjenital (doğumsal) katarakt olguları da mevcuttur. Böyle olgularda altta yatabilecek sistemik hastalıklar, anne karnında geçirilmiş enfeksiyonlar ve gebelikte kullanılan ilaçlar araştırılmalıdır. Şekil 1: Solda sağlıklı göz ile katarakt tanılı gözün demonstrasyonu, sağda ise fakoemülsifikasyon ile katarakt cerrahisi ve… Devamı
Diyabetik Retinopati
Diyabet Nedir?Diyabet diğer adıyla şeker hastalığı, pankreas dokusundan salgılanan insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu kan şekerinin yükselmesine bağlı oluşan bir damar hastalığıdır. Tip 1 diyabet genelde 30 yaşından önce başlar insülin eksikliği mevcuttur. İnsülin enjeksiyonları gerekir. Tip 2 diyabet genelde 40 yaşından sonra görülür, vücutta insülin üretimi eksik veya kullanımında bozukluk vardır. Diyabet sistemik bir hastalık olduğundan tedavi edilmediğinde birçok organda sorun yaratabilmekle birlikte özellikle damardan zengin olan göz, böbrek ve sinir dokusunda ciddi problemler yaratmaktadır.Şekil 1: Solda hastanemize proliferatif (ileri) diyabetik retinopati sebebiyle refere edilen bir olgunun arka segment görünümü izlenmekte. Sağda ise aynı hastanın argon lazer fotokoagülasyon tedavisi sonrası retina görünümü izlenmekte, yeni lazer spotları beyaz noktalar olarak seçilebilmektedir.Diyabetik Retinopati Nedir?Diyabetik retinopati, şeker hastalığına bağlı olarak gözün… Devamı
Retina Yırtığı ve Dekolmanı
Retina Dekolmanı Nedir?Retina gözün iç bölümünü kaplayarak görsel uyaranları görme siniri aracılığıyla beyne ileten tabakadır (ağ tabaka). Gözümüzün içi vitreus dediğimiz jel kıvamında bir madde ile doludur . Yaşlanma veya bazı göz hastalıkları sonucunda vitreus dokusu jel kıvamını yitirir ve sıvılaşmaya başlar. Sonuçta retinaya yapışık olduğu yerlerden ayrılır. Çoğunlukla bu ayrılma sırasında bir problem gelişmez, nadiren ise retina bir veya birden çok alanda yırtılabilir. Bu yırtık alanından geçen sıvılaşmış vitre retina tabakasını yerinden ayırabilir ve retina dekolmanı dediğimiz hastalık gelişir. Görmeyi kalıcı olarak ciddi bir şekilde etkileyebilen bu rahatsızlığın tedavisi en kısa sürede yapılmalıdır. Şekil 1: Solda yırtıklı retina dekolmanı tanılı olgunun arka segment fotoğrafı. Yırtık alanı okla işaret edilmekte. Sağda ise aynı hastanın sağlıklı diğer gözünün arka segment görünümü izlenmekte.Retina Dekolmanı Risk Faktörleri Nelerdir?En önemli sebep yaşlanmadır. Ayrıca katarakt… Devamı
Prematüre Retinopatisi (ROP)
Prematüre Retinopatisi Nedir?Miadından erken doğan (Prematüre) bebeklerin en önemli göz sorunlarından biri "prematüre retinopatisi" (ROP) dir. Prematürelerde oluşabilecek retinopatinin erken tanısı ve tedavisi önemlidir. Normalde bebeklerin retinasını besleyen damar sistemi doğuma kadar gelişmeye devam etmektedir. Erken ve düşük kilolu doğumlarda bu gelişme süreci tamamlanmadan bebek doğar. Bebek doğduktan sonra da gelişim devam eder. Fakat bazı durumlarda birçok risk faktörünün de etkisiyle gözdeki normal damarlanma durur ve anormal damarlar gelişir. Bu yeni damarlar bebeğin retinasını etkilediği için tedavi edilmezse kalıcı körlüğe neden olabilir. Bu yüzden erken doğan bebeklerin muhakkak göz hekimi kontrolünden geçmesi ve izlenmesi gerekir.Şekil 1: Solda hastanemizde gerçekleştirilen prematüre retinopatisi (ROP) muayenesinden bir görüntü, sağda ise prematüre retinopatisi tanısıyla retinal avasküler sahaya argon lazer fotokoagülasyon uygulanmış bir olgunun arka segment (retina) görünümü… Devamı
Fundus Floresein Anjiografi
Fundus floresein anjiografi (retina anjiografisi), göz bebekleri damlalar yardımı ile büyütüldükten sonra floresein boyasının 5cc kadar kol toplardamarlarından birine verilmesi sonrası, 8-10 saniye içinde göze ulaşan boyanın görünür hale getirdiği retina damarsal sisteminin fotoğraflanması işlemidir. Retina hastalıklarına tanı konulmasında ve tedavi edilecek bölgelerin gösterilmesinde göz hekimine yardımcı olması amacıyla kullanılmaktadır. Damarları açma ve tedavi etme özelliği yoktur. İşlem sırasında bazı hastalarda geçici bulantı olabilir. Çok nadiren ilaca karşı oluşan alerjik reaksiyonlara bağlı ciddi yan etkiler olabilir. İşlemden sonra 2 gün kadar hastanın cilt rengi sararır, idrar rengi koyulaşır. Ağır karaciğer ve böbrek hastalarında, hamilelerde kullanımı önerilmez. Şekil 1: Solda sağlıklı bir bireyin, sağda ise proliferatif (ileri) diyabetik retinopati tanılı bir olgunun fundus fluorescein anjiografi değerlendirmesi izlenmekte. Diyabetik retinopatili olguda anormal… Devamı